İş Kanunu'nun 32. yapılan değişiklik sonucu 01.01.2009'dan beri, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın işçi adına özel olarak açılan bir banka hesabına ödenmesi uygulamasına geçilmiştir ve şu an itibariyle 5 işçi ve üzeri çalışan işverenler için bu zorunluluk uygulanmaktadır. 

İşyerlerinde ücret bordrosu düzenleyen personelin sıkıntılarından biri, işçilere bordro ve ücret hesap pusulası imzalatmaktır. Çok sayıda ve dağınık işyerlerinde işçi çalıştıran işletmelerde bu durum neredeyse imkânsız olmaktadır. Özellikle arazide çalışan işçilerin peşinden bordro imzalatmak için dolaşmak veya işçilerin muhasebe servisine uğramalarını istemek, sıkıntı ve tartışmalara yol açmaktadır.

Genellikle işletmelerde bordro imzalatılmasında ki zorluk nedeniyle bordro imzalatılmaktan kaçınılmaktadır. Oysa ücretlerin bankaya yatırılması sebebiyle imzalı bordronun önemini kalmadığını düşünmek yanlıştır. Ücretin bankaya yatırılmasında işçi alacağının ödenmiş olduğu mahkemece kabul edilmekte, ancak hesaplamaların doğru yapıldığı konusunda çalışanın onaylaması hususunu ispat edecek imza yoksa işverenin davayı kaybetme ihtimali bulunmaktadır. Ücret bordrolarının imzalanması en fazla işverenlere fayda sağlamaktadır.. Çünkü İşçi, çalıştığı dönemde hakları için dava açma hakkına sahip olduğu gibi, işten ayrıldıktan sonra ücret ve benzeri alacakları için 5 yıl, kıdem ve ihbar tazminatları için 10 yıllık zamanaşımı içerisinde dava açma hakkına sahiptir. Zamanaşımı süreleri boyunca imzalı bordroları ispat edici belge olarak muhafaza etmek doğru olur.